taze hayat verme ne demek?
- Refreshment
refreshment
- Hafif yemek
- Serinletme, canlanma, dinçleşme
- Taze hayat verme
- Canlandırma, canlanma
- Canlandırıcı veya dinlendirici şey
- Yiyecek içecek şeyler.
- Serinletici içki
taze
- Bozulmamış, bayatlamamış olan
- Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
- Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
- Yeni, zamanı geçmemiş
- Genç kadın
- körpe, genç
- Yeni, körpe, genç.
- Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış.
- Fresh.
- Green.
taze balık
- Fresh fish
hayat
- Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa.
- Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı.
- İçinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı.
- Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma.
- Yaşamayı sağlayan şartların bütünü.
- Canlı, sağ olma durumu.
- Geçim şartlarının bütünü.
- Yaşam.
- Durum.
- Yazgı.
verme
- Vermek işi.
- Evolution.
- Conferment.
- Lodgment.
- Rendering.
- Supply.
- Giving.
- Cession.
- Dation.
- Deliverance.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tazetaze balıktaze besintaze betontaze buhartaze değiltaze ekmektaze fasulyetaze fidantaze hava oranıtaztazaccutazaccurtazaffürtazallülhayathayat adamıhayat ağacıhayat arkadaşıhayat belirtisihayat bilgisihayat boyu yapılan işhayat bulmakhayat çizgisihayat destek sistemihayahaya bağıhaya şişmesihayadarhayadid