tanıklık etmek ne demek?
- Mahkemede, tanık olunan bir durumu söylemek, şahitlik etmek
İntihar etmeden önce de aleyhte tanıklık edecek, yargıcı temizleyecekti.
Ç. Altan Testify.
Witness.
To bear witness to sth.
To testify.
Attest.
Bear evidence.
Bear testimony.
Bear witness.
To give evidence.
To state in evidence.
To bear record.
To bear testimony.
tanıklık etme
Deposition.
tanıklık yapıp çekilmek
Stand down.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.