talaş kırıcı uç ne demek?
- Bk. talaş kırıcı
talaş kırıcı
- Ağaçtan çıkan talaşın dip ucunu kırarak yarılmayı önleyen düzen.
- Spannbrecherlippe
talaş kırıcı
- Ağaçtan çıkan talaşın dip ucunu kırarak yarılmayı önleyen düzen.
- Spannbrecherlippe
talaş
- Can sıkıntısı.
- Testere ile biçilen veya rende, matkap, törpü vb. araçlarla işlenen bir şeyden dökülen kırıntılar.
- Gösteri alanını gösteri sırasında çabucak temizlemekte kullanılantalaş.
- Yelin kaldırdığı toz. fırtına, kasırga.
- Sawdust.
- Shavings.
- Wood shavings.
- Excelsior.
- Rasping.
- Shiver.
kırıcı
- Kırma işini yapan.
- Senet, tahvil, bono ve süresi gelmemiş alacaklarla ilgili alışveriş veya işlem yapan kimse, kuruluş.
- Bir şeyin gerektiği gibi gelişmesini, oluşmasını önleyici, engelleyici.
- Kaba, sert, çevresindekileri inciten (davranış, söz vb.).
- Kırınım oluşturan.
- Abrasive.
- Acid.
- Vitriolic.
- Breaking.
- Crushing.
uç
- Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası
- Uzun bir şeyin baş veya son noktası.
- Bir şeyin kenarı
- Bir uzaklığın son noktası
- Bir şeyin başı, tepesi
- Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak.
- Sebep.
- Bir elektrik bağlantısının yapıldığı nokta
- Akımın bir aygıta giriş ve çıkış noktası.
- Son, nihayet.