tımar etmek ne demek?
- Yaralara bakmak, iyileştirmek.
Yaranı tımar ettiler mi?
N. Hikmet - Binek hayvanlarının kıllarını, derisini temizlemek, tımarlamak.
Arabacı atları tımar ediyordu.
A. Gündüz - Curry, groom, dress down, rub down.
tımar fermanı
- Enfeoffment.
tımar kayıtlarıyla elde tutulan arazi
- Copyhold.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tımar fermanıtımar kayıtlarıyla elde tutulan arazitımar sahibitımar veren kimsetımar vermektımartımarcıtımarhanetımarhane kaçkınıtımarhaneliktımahtımtıtıbtıb cerahat toplamaktıb çıbantıb kabarcıketmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme