tıkanmak ne demek?
- Nem.
- Tıkama işine konu olmak.
- İştahı kalmayıp yemek yiyememek.
- Soluk alamamak, soluğu kesilmek
- Be choked up.
- Be stopped.
- Come to a deadlock.
- Be jammed.
- Be stuffy.
- Choke.
- Choke up.
- Clog.
- Congest.
- Deadlock.
- Foul up.
- Stifle.
- Suffocate.
- To be plugged.
- To be stopped.
- To be clogged.
- To be congested.
- To gasp for breath.
- Suddenly to feel full.
- Engorge.
- Obstruct.
tıkanma
- Tıkanmak işi.
- Genellikle dolaşımın yoğun olduğu yollardan söz edilirken kullanılmakla birlikte, besleyemeyeceği ve kentsel işlevlerini gereği gibi yerine getiremeyeceği ölçüde büyümüş, yüzölçümü, işlevlerine dar gelmeye başlamış kentler için de kullanılan terim.
- Being choked up.
- Being stopped.
- Occlusion.
- Stoppage.
- Blockage.
- Clogging.
- Obstruction.
- Congestion.
tıkanma anemisi
- Damarların tam veya kısmi tıkanması sonucu oluşan anemi. Genellikle tromboz, atherom ve damar yangısıyla ilişkilidir, obturasyon anemisi.
- Obturation anemia.