tıka basa doymak ne demek?
- Gorge oneself.
gorge
- Tıka basa yemek, tıkınmak, tıka basa doldurmak
- Oburcasına çok veya çabuk yemek yemek, atıştırmak.
- Koyak, vadi, iki dağ arasındaki geçit
- Oburcasına yutulan şey
- Su yolunu tıkayan birikinti
- Tiksinti.
tıka basa doymuş
- Replete.
tıka basa doldurmak
- Doldururken çok bastırıp sıkıştırmak. Hiç boş yer kalmayacak şekilde doldurmak.
- Cram, stoke, pack, tuck away, clutter up, clutter, choke up, encumber, glut, gorge.
basa
- Döven, tahılın tanesini sapından ayıran araç.
- Fazla, üstün, baskın.
- Arka.
doymak
- İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak
- Bir gereksinimini yeteri kadar karşılamak.
- Yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak.
- Be sated with.
- To eat one's fill.
- To be full.
- To be satisfied.
- To be saturated.
- To be full up.
- To be saturated with.