surat buruşturma ne demek?
Mouth
mouth
- Giriş yeri
- Ağız
- Tane tane söylemek, geme alıştırmak, dudak bükmek
- Kelimeleri çiğneyerek konuşmak
- Hatiplik taslamak
- Geme alıştırmak(atı)
- Ağız, akarsuyun denize/göle döküldüğü yer.
- Ağız gibi şey
- Haliç, boğaz
- Surat buruşturma
surat
- Yüz (II)
- Somurtkanlık, asık yüzlülük.
- Soğuk davranma
Face.
Countenance.
Mien.
Court card.
Dial.
Kisser.
Phiz.
surat asma
Making face, pout, lour, lower, mouth.
buruşturma
- Buruşturmak işi.
Corrugation.
Crush.