stooping ne demek?
- Alçalma
alçalma
- Düşkünlük, zül.
- Toprağın çöküp oturması.
- Gelgitte denizin alçalması, cezir.
- Alçalmak işi, inme.
- Bayağılaşma, kendini küçük düşürme.
- Yerkabuğunun genişçe bir bölümünün, içgüçlerin etkisiyle asal durumunu yitirerek çanaklaşma, tekneleşme vb. yeni bir biçim kazanması.
- Stoop.
- Down-warping.
- Going down.
- Losing altitude.
stoop
- Hafif kambur olmak, kamburunu çıkarmak, kambur durmak
- Eğilmek, öne doğru eğilmek
- Tenezzül, tenezzül etmek
- Üstüne atılmak, üstüne atılma
- Eğmek, eğilme
- (binanın dışında, birkaç basamakla çıkılan üstü kapalı) sahanlık.
- Alçalmak, eğmek, hızla alçalıp avına vurmak (şahin vb.)
- Alçalmak, kendini küçük düşürmek
- Ufak veranda.
stoop to
- Tenezzül et