steeped in ne demek?
- Doymuş, dolu, batmış
steepen
- Dikleştirmek, aşırı yükseltmek
- Dikleşmek, yükselmek, fırlamak
steeper
- Dik
- Sarp, dik, yalçın, inanılmaz, aşırı, abartılı, fahiş
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
- Lair.
- Cave.
- Hole.
- Burrow.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
steepensteepersteepeststeepsteep and brokensteep dipping faultsteep o.s. insteep oneself insteedsteelsteel analysissteel barsteel billetsteadstead ayıracıstead gevrekliğisteadfaststeadfast stedfastinin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agree