steep and broken ne demek?
- Engebeli
engebeli
- Engebesi olan, engebesi çok olan, arızalı.
Uneven.
Rough.
Bumpy.
Rugged.
Rude.
Broken.
Steep and broken.
Hilly.
steep
- Dik, sarp
- Yüksek
- Suya bastırmak, iyice ıslatmak, karmak
- Demlendirmek, demlemek
- (in) (sıvıya) bastırıp bekletmek; (sıvıya) bastırılıp bekletilmek.
steep dipping fault
- Dik kırık
and
- Yemin içmek, yemin etmek.
- (İngilizce) ve, ile, de
- (bağlaç) ve, de, ile
broken
- Yer yer kesilmiş
- İflas etmiş, mahvolmuş
- Kırılmış, parçalanmış
- Yarılmış, yarık, kırık (çizgi)
- Eksik, parçaları kırılmış (çay, yemek takımı)
- İhlal edilmiş, çiğnenmiş
- Ruhça ve bedence zayıf düşmüş
- Terbiye edilmiş (atb.)
- Bozuk, fena konuşulan
- Arızalı, çökmüş
Türetilmiş Kelimeler (bis)
steepsteep dipping faultsteep o.s. insteep oneself insteep the teasteeped insteepensteepersteepeststeepingsteedsteelsteel analysissteel barsteel billetandand a bitand a halfand a lot moreand alsoand b printingand b windingand connectiveand d speedand dağlarıanan abbreviated signaturean abbreviation of carabineran abbreviation of kilograman absolute must