son kalıntı ne demek?
- Sayışımdan sonra görünen kalıntı.
- Balance.
- Solde, reliquat
son kalıtçı
- Nâmzed mîrâsçı (karş. ön kalıtçı). ~ atama : fevka'l-âde ikame.
son kadeh
- One for the road.
kalıntı
- Artıp kalan şey, bakiye.
- Bir kentten veya mimarlık eserinden artakalan bölüm, yıkıntı, harabe, enkaz
- İz, işaret.
- Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey
- Daha önce faal olan fakat evrim sırasında fonksiyonunu kaybeden herhangi bir organ ya da yapı.
- Bir maddenin orijinal bileşenlerinden bir kısmının alınmasından sonra geriye kalan kısmı.
- Relict.
- Residue, remainder.
- Remainder.
- Rest.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
son kalıtçıson kadehson kanunson kararson kararı veren oniki kişilik jüri heyetisonson adamson ağırlıkson anson and heirson andason anda çözüm bularak kurtulmakson anda kurtarışson anda yetişmekson antik komedyasoso amazed toso and soso asso as tokalıntıkalıntı bitkikalıntı değerkalıntı gölkalıntı ışınkalıntı kelimekalıntı maden yatağıkalıntı nüfuskalıntı yumurtalık sendromukalıntılarkalınkalın açınıkkalın altı çizilikalın bacaklı kuşkalın bacaklıgiller