kalın ne demek?
- Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı
Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü.
H. R. Gürpınar - Enli ve gür
- Düzlem biçimindeki şeylerde, iki yüz arasındaki uzaklık kendi cinsindekilere göre çok olan.
- Yoğun, akıcılığı az olan.
- Etli, dolgun
Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde...
M. Ş. Esendal - Pes (ses)
- Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık
Babam senden çok mu istedi kalını?
Halk türküsü - Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü.
- Cihâz (bk. çeyiz, donatım).
- Thick.
- Stout.
- Coarse.
- Dense.
- Grave.
- Leathery.
- Rich.
- Boldface.
- Bold.
- Full.
- Murky.
- Family.
kalın açınık
- Bkz. Açınık.
kalın altı çizili
- Bold underline