semere vermek ne demek?
- Come to fruition.
come
- Gelmek, yaklaşmak, varmak
- Olmak, vaki olmak
- Akla gelmek
- Tavır takınmak
- Dönmek
- İntiba bırakmak
- Tatmin olmak
- İyileşmek
- Razı olmak
- İle uğraşmak
semere
- Yemiş, meyve, ürün.
- İstenilen sonuç, verim.
- Verim (Früchte, fruits), hukukî (medenî) ~: törel verim. tabiî ~: doğal verim.
- (bkz. semerat)
- Fruit.
- Result.
- Gain.
- Profit.
- Yield.
- Outcome.
semeredar
- Verimli, semereli, karlı. (Osmanlıca'da yazılışı: semeredâr)
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
semeresemeredarsemerei fuadsemerelisemeresini almaksemeresini vermeksemeresizsemersemer burunsemer devirmeksemer sepetisemer vurmaksemeseme tavuksemedsemehdersemeiologicalvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious