saygı ile karışık ne demek?
- Reverential.
saygı
- Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram
- Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu.
- Bir kişiye, bir düşünüşe, bir eyleme, bir başarıya yüksek değer vermekten doğan özel bir duygu, // Özellikle ahlâk değerlerine karşı duyulur. Ahlâk felsefesinde Kant'la önem kazanmıştır. Kant ahlâkın temelini ahlâk yasasınasaygıda bulur.
- insanlara karşı dikkatli, ölçülü, özenli davranmaya neden olan sevgi duygusu değer yargısı
- Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı dolayısıyla bir kimseye veya bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya neden olan sevgi duygusu.
- Respect.
- Regard.
- Consideration.
- Esteem.
- Obeisance.
saygı çoğulu
- (Derleme., nezaket çoğulu, incelik çoğulu) Aslında tekil olan varlıklara saygı ve alçakgönüllülük kavramı vermek için kullanılan çoğul biçim: Beyefendi evdeler mi?, Zatı âlileri ne düşünürler? Siz de gelecek misiniz (sen yerine) , Biz küçük çıkarlar peşinde değiliz (değilim yerine) vb.
- Plural of majesty, augmentative plural.
- Pluriel de majesté, pluriel augmentatif
ile
- Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, sebep veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz
- Bazı soyut isimlere getirildiğinde durum bildiren zarflar oluşturan bir söz.
- Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz.
- By means of.
- Hereby.
- Upon.
- With.
- Together with.
- Withal.
- Plus.
karışık
- Dolu
- Aynı nitelikteki şeylerden oluşmuş.
- Karışmış olan, düzensiz, dağınık, intizamsız.
- Saf olmayan.
- Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan
- Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık
- Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan.
- Miscellaneous.
- Heterogenous.
- Not pure.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
saygısaygı çoğulusaygı çokluğusaygı dolusaygı duruşusaygı duymaksaygı göstermeksaygı içindesaygı ifade edensaygı ifadesisaygasaysay a few wordssay a good word forsay a mouthfulsay a word aboutileile ayniile ayni zamandaile beraberile birlikteile böbürlenenile çalışmakile disari çikile doldurmakile doluilil halkıil ilköğretim kuruluil jandarmasıil özel idareleri