sanık olmak ne demek?
Be in the dock.
sanık yeri
Dock.
sanık
- Suçlu olduğu sanılan (kimse), maznun, zanlı
- Kendisine karşı ceza verilmek üzere kamu davası açılan kişi.
Defendant, accused.
Defendant.
Accused.
Suspect.
Respondent.
Culprit.
Defence.
Defense.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
Happen.
Become.