sanı ne demek?
- Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar?
N. Ataç - Guess.
- Thought.
- Assumption.
- Esteem.
- Supposition.
- Hallucination.
- Feeling.
- Surmise.
- Conjecture.
- Idea.
sanık
- Suçlu olduğu sanılan (kimse), maznun, zanlı
- Kendisine karşı ceza verilmek üzere kamu davası açılan kişi.
- Defendant, accused.
- Defendant.
- Accused.
- Suspect.
- Respondent.
- Culprit.
- Defence.
- Defense.
sanık olmak
- Be in the dock.