saf bağlamak ne demek?
- Sıralanmak, sıraya girmek.
saf
- Dizi, sıra
- Grup.
- Katıksız, arı, katışıksız, halis, has.
- Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdil
- İyi niyetli, art niyetsiz
- Bk. arı
- Bk. salt
- Bir şarap cinsi. (Osmanlıca'da yazılışı: sa'f)
- Bir adam boyu yüksekliğindeki duvar.
- Katışıksız, berrak, temiz. (Osmanlıca'da yazılışı: saf (sâfi))
saf alkol
- Mutlak alkol.
- Absolute alcohol.
bağlamak
- Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak.
- Düğümlemek.
- Yara ilaç koyup bezle sarmak.
- Denk yapmak, paket yapmak.
- Oluşmak, tutmak, meydana gelmek
- Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek.
- Anlaşma yapmak.
- Uyulması zorunlu olmak
- Ilzâm etmek, borçlandırmak.
- Fixate.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
safsaf alkolsaf altınsaf alyuvar aplazisisaf aşksaf bir biçimdesaf dalgalanmasaf dışısaf hale getirmeksaf halklarsasa bileSA çeviricisaabsaadbağlamakbağlamabağlama açınığıbağlama ağızlığıbağlama barınağıbağlama bileziğibağlambağlam değiştirmesibağlam duyarsızbağlam erkesibağlam kaydıbağlabağlaçbağlaç asıntısıbağlaç deyimibağlaç görevi gören kip