sadaka alan kimse ne demek?
- Almsman.
sadaka
- Yoksullara yardım olarak karşılıksız verilen şey
- Dilenciye verilen para.
- En geniş manasıyla insanlara maddi ve manevi yardımda bulunmak ve iyilik etmektir.
- İbadet maksadıyla verilen para, mal ve sağlanan menfaattir, maddi ve manevi yardımdır, Allah rızası için yapılan bir kısım kamu hizmetleridir.
- Allah rızası için fakirlere verilen mal, para, ilim gibi insanın muhtaç olduğu her hangi bir şey. (Asr-ı Saadette fukara-i müslimin için toplanan zekata dahi bu nam verilirdi.) (Bak: Bela)(...Ehl-i keşiften rivayeten bu geçen Ramazanda Ehl-i Sünnet ve Cemaat için bir ferec, bir fütuhat olacağını haber verdikleri halde zuhur etmedi. Böyle ehl-i velayet ve keşif, neden hilaf-ı vaki haber veriyorlar? Benden sordular. Ben de birden sünuhat kabilinden olarak verdiğim cevabın muhtasarı şudur:Hadis-i Şerifte varid olmuştur ki: "Bazen bela nazil oluyor; gelirken karşısına sadaka çıkar, geri çevirir. " Şu hadisin sırrı gösteriyor ki: Mukadderat, bazı şeraitle vukua gelirken geri kalır. Demek ehl-i keşfin muttali olduğu mukadderat mutlak olmadığını, belki bazı şeraitle mukayyed bulunduğunu ve o şeraitin vuku bulmamasiyle o hadise de vukua gelmiyor. Fakat o hadise, ecel-i muallak gibi levh-i ezelinin bir nevi defteri hükmünde olan Levh-i Mahv-İsbat'ta mukadder olarak yazılmıştır. Gayet nadir olarak Levh-i Ezeli'ye kadar keşif çıkar. Ekseri oraya çıkamıyor. İşte bu sırra binaen, geçen Ramazan-ı Şerifte ve Kurban Bayramında ve daha başka vakitlerde istihraca binaen veya keşfiyat nev'inden verilen haberler, muallak oldukları şeraiti bulamadıkları için, vukua gelmemişler ve haber verenleri tekzib etmiyorlar. Çünkü: Mukadder imiş, fakat şartı gelmeden o da vukua gelmemiş. Evet Ramazan-ı Şerifte bid'aların ref'ine Ehl-i Sünnet ve Cemaatin ekseriyetle halis duası bir şart ve bir sebeb-i mühim idi. Maalesef camilere Ramazan-ı Şerifte bid'alar girdiğinden, duaların kabulüne sed çekip ferec gelmedi. Nasılki sabık hadisin sırriyle: Sadaka belayı ref' eder. Ekseriyetin halis duası dahi, ferec-i umumiyi cezbeder. Kuvve-i cazibe vücuda gelmediğinden, fütuhat da verilmedi. L.)
- Alms.
- Charity.
- Handout.
- Benefaction.
- Benevolence.
sadaka gibi
- Beggarly.
alan
- Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü.
- İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası.
- Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha.
- Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer.
- Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran.
- Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha.
- Yüz ölçümü.
- Bir çalışma çevresi
- Bir özdeğin, bir mıknatısın ya da bir elektrik yükü'nün çevresinde uyarılan kendini kuvvet etkisi ile belli eden yönleçsel, doğabilimsel nicelik.
- Anatomide sınırları belirlenmiş yüzey
kimse
- Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi, şahıs, nefer
- Olumsuz cümlelerde kişi
- Person.
- Soul.
- Thing.
- Wallah.
- Wight.
- Somebody.
- Anybody.
- Anyone.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sadakasadaka gibisadaka kutususadaka vermesadaka vermeksadakai cariyesadakai fıtrsadakatsadakat göstermeksadakat ile ilgilisadaksadasada i aslısadabadsadagaalanalan açısıalan adıalan adı sistemialan adı sunucusualan adını girinalan adları varalan adlarını eklealan adresialan anahtarıalaala alaala ala ala alaya kalkmakala alış almaala gün