sadakai cariye ne demek?
- Hayrı, sevabı daimi olan sadaka. Sevabı öldükten sonra da devam eden hayırlı ameller. (Kur'an ve iman hizmeti gibi.) (Osmanlıca'da yazılışı: sadaka-i câriye)
sadakai fıtr
- Ramazan bayramından evvel fıtra olarak verilen sadaka. Zengin (nisaba malik) her müslümanın (ihtiyar, genç, çocuk ve hatta bunak da olsa) fakirlere vermeye mükellef olduğu sadakadır, vacibdir. Nisaba malik olan bir müslüman, hem kendi nefsi için, hem de çocukları, hizmetçisi için sadaka-i fıtır verir. Fıtra: Fıtrat sadakası, yaratılış atiyyesi demektir. Sadaka-i fıtr: Buğday veya buğday unundan 1667 gram veyahut da arpa, kuru üzüm, hurmadan 3334 gram kadar yahut verildiği zamandaki rayice göre bedellerinin muhtaç olanlara verilmesidir. (Osmanlıca'da yazılışı: sadaka-i fıtr)
sadaka
- Yoksullara yardım olarak karşılıksız verilen şey
- Dilenciye verilen para.
- En geniş manasıyla insanlara maddi ve manevi yardımda bulunmak ve iyilik etmektir.
- İbadet maksadıyla verilen para, mal ve sağlanan menfaattir, maddi ve manevi yardımdır, Allah rızası için yapılan bir kısım kamu hizmetleridir.
- Allah rızası için fakirlere verilen mal, para, ilim gibi insanın muhtaç olduğu her hangi bir şey. (Asr-ı Saadette fukara-i müslimin için toplanan zekata dahi bu nam verilirdi.) (Bak: Bela)(...Ehl-i keşiften rivayeten bu geçen Ramazanda Ehl-i Sünnet ve Cemaat için bir ferec, bir fütuhat olacağını haber verdikleri halde zuhur etmedi. Böyle ehl-i velayet ve keşif, neden hilaf-ı vaki haber veriyorlar? Benden sordular. Ben de birden sünuhat kabilinden olarak verdiğim cevabın muhtasarı şudur:Hadis-i Şerifte varid olmuştur ki: "Bazen bela nazil oluyor; gelirken karşısına sadaka çıkar, geri çevirir. " Şu hadisin sırrı gösteriyor ki: Mukadderat, bazı şeraitle vukua gelirken geri kalır. Demek ehl-i keşfin muttali olduğu mukadderat mutlak olmadığını, belki bazı şeraitle mukayyed bulunduğunu ve o şeraitin vuku bulmamasiyle o hadise de vukua gelmiyor. Fakat o hadise, ecel-i muallak gibi levh-i ezelinin bir nevi defteri hükmünde olan Levh-i Mahv-İsbat'ta mukadder olarak yazılmıştır. Gayet nadir olarak Levh-i Ezeli'ye kadar keşif çıkar. Ekseri oraya çıkamıyor. İşte bu sırra binaen, geçen Ramazan-ı Şerifte ve Kurban Bayramında ve daha başka vakitlerde istihraca binaen veya keşfiyat nev'inden verilen haberler, muallak oldukları şeraiti bulamadıkları için, vukua gelmemişler ve haber verenleri tekzib etmiyorlar. Çünkü: Mukadder imiş, fakat şartı gelmeden o da vukua gelmemiş. Evet Ramazan-ı Şerifte bid'aların ref'ine Ehl-i Sünnet ve Cemaatin ekseriyetle halis duası bir şart ve bir sebeb-i mühim idi. Maalesef camilere Ramazan-ı Şerifte bid'alar girdiğinden, duaların kabulüne sed çekip ferec gelmedi. Nasılki sabık hadisin sırriyle: Sadaka belayı ref' eder. Ekseriyetin halis duası dahi, ferec-i umumiyi cezbeder. Kuvve-i cazibe vücuda gelmediğinden, fütuhat da verilmedi. L.)
- Alms.
- Charity.
- Handout.
- Benefaction.
- Benevolence.
cariye
- Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık
- Bk. karavaş.
- Geçer olan, akıcı olan. Seyreden giden.
- Female slave.
- Odalisque.
- Concubine.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sadakai fıtrsadakasadaka alan kimsesadaka gibisadaka kutususadaka vermesadaksadasada i aslısadabadsadagasadsad bin ebi vakkassad breadsad but truesad clowncariyecariyelikcariyelik etmekcaricari açıkcari aktifcari aktiflercari aktifler current assetscarcar aerialcar and drivercar antennacar attendant