sadakat ne demek?
Kökeni: Arapça
- İçten bağlılık.
Vazifemi sadakatle yaptığımdan dolayı memnun olduklarını sanıyorum.
R. H. KarayNerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız.
A. Ş. Hisar - Doğruluk, vefalılık.
- Dostluk.
- Sağlam, güçlü dostluk.
Allegiance.
Adherence.
Credit.
Faith.
Fidelity.
Loyalty.
Faithfulness.
Constancy.
Devotion.
Fealty.
Troth.
Trustworthiness.
Truth.
Loyalty, fidelity, faithfulness, devotion, allegiance, constancy, faith, obedience, singleness, troth, trueness, trustiness, truth.
içten
- Samimi.
- Yürekten, candan, samimi davranarak
- En önemli, can alıcı noktadan.
- Gürültünün, çerçeve içindeki bir kaynaktan çıkması durumu. Dıştan (gürültü)nün karşıtı.
- Sesin, çerçeve içindeki bir kaynaktan çıkması durumu. Dıştan (ses)in karşıtı.
- yürekten, candan, samimi. en önemli, can alıcı noktasından
On noise.
On (screen).
Sincerely.
Hearty.
sadakat göstermek
- Sadık kalmak, bağlı kalmak
Obey.
sadakat ile ilgili
Devotional.