refakatsiz küçük ne demek?
- Unaccompanied minor
unaccompanied
- Yalnız, tek başına
- Yanında kimse olmayan
- Refakatsiz
refakatsiz
- Unaccompanied, unattended.
refakat
- Arkadaşlık etme, birlikte bulunma
- Eşlik etme.
- refildik arkadaşlık, yoldaşlık
- Arkadaşlık, beraberlik.
- Companionship.
- Accompaniment.
- Accompanying.
- Escorting.
- Acting as a companion to.
- Attendance.
küçük
- Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı
- Yaşı daha az olan
- Niceliği az olan
- Niteliği aşağı olan, bayağı.
- Geri aşamada.
- Değersiz, önemsiz
- Büyümesini, gelişmesini henüz tamamlamış olan
- Kısık, parlak olmayan(ses)
- Small.
- Little.