refakat etmek ne demek?
- Beraberinde gitmek, arkadaşlık etmek, eşlik etmek
Fahri, Cağaloğlu'na kadar onlara refakat etti.
P. Safa - Eşlik etmek
Sabih Hüsnü, kemanla bana refakat etti.
Ö. Seyfettin - To accompany.
- To escort.
- Go along with.
- Walk out with.
- Accompany, companion, escort, attend on smb., consort, convoy, wait on, wait upon.
- Squire.
refakat eden
- In waiting.
refakat gemisi
- Escort vessel
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.