rast gitmek ne demek?
- Uygun düşmek, istenilen biçimde gelişmek.
- To go well, to succeed.
rast gelmek
- Düşünmediği, ummadığı halde karşılaşmak, rastlamak, tesadüf etmek; bulmak.
- Meet.
- To happen incidentally.
- To meet by chance.
- To change upon sb.
- To come across.
- To meet with.
- To encounter.
- To find.
- To hit.
rast getirmek
- Rast gelmesini sağlamak; (tanrı) uygun getirmek, başarılı kılmak.
- A) to cause to hit the mark b) to choose the right time, to watch for the best time c) to succeed in meeting ç) (God) to allow to succeed.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
- Take one's way.
- Go away.