rahatsız edilmeden yaşamak ne demek?
- Live unmolested.
live
- Canlı, naklen
- Hayat dolu
- Yaşamak
- Oturmak, ikamet etmek
- Geçinmek, ömür sürmek
- Canlı, diri, zinde, hayat dolu
- Hayata ait, yaşayanlara ait
- Beslenmek
- Geçirmek, sürmek live a double life iki yüzlü hayat yaşamak
- Sağ olmak, hayatta olmak
rahatsız
- Rahat olmayan, tedirgin, huzursuz
- Rahat kullanılmayan, sıkıntı, tedirginlik veren.
- Hasta, keyifsiz
- Uncomfortable.
- Disturbed.
- Uneasy.
- Troubled.
- Comfortless.
- Unrestful.
- Worrisome.
rahatsız bir şekilde
- Ill.
yaşamak
- (mecaz) Varlıklı, endişesiz, hoş vakit geçirmek, keyif sürmek
- (mecaz) Keyfi yerine gelmek, mutlu olmak, işleri yolunda olmak
- (mecaz) Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla özdeşleşmek, duymak, hissetmek
- Canlılığını, hayatını sürdürmek
- Sağ olmak.
- Varlığını sürdürmek.
- Oturmak, eğleşmek.
- Geçinmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak veya olmak.
- Görüp geçirmek, başından geçmek