posasını çıkarmak ne demek?
- Bir kişi veya şeyi sonuna kadar sömürmek
Onlar öyledir, adamın posasını çıkarırlar, dedi.
Refik Halit Karay - Birini çok dövmek
posasız
- Posası olmayan.
posa
- Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı.
- Tortu, çökelti.
- Ezilmiş pancarın soğuk suda birkaç kez sıkılmasından sonra geriye kalan ve suda erimeyen artık.
- Meyve, kök veya dallardan öz suyun çıkarılmasından sonra geriye kalan katı kalıntı.
- Sediment.
- Dregs.
- Settlings.
- Faeces.
- Tailings.
- Dreg.
çıkarmak
- Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- Sonunu getirmek.
- Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek.
- Bulmak, ortaya koymak.
- Hatırlamak
- Döküntülü hastalığa tutulmak.
- Çok hoşlanmak
- Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek.
- Belch.
- Dislocate.