oturacağı yeri ayarlamak ne demek?
Reseat.
oturacak
- Sandalye, tabure, kanepe gibi üstüne oturulan şey.
[oturmak] sit, sit down, be seated, take a seat, sit oneself, seat oneself, sit on, fit, live, reside, occupy, dwell in, indwell, inhabit, gear, hang out, locate, lodge, park oneself, perch, room, set, settle, stable, tenant.
oturacak yer
Seat, sitting room.
yeri
Suff. orium.
ayarlamak
- Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak.
- Bir aygıtı belli bir iş yapabilecek duruma getirmek.
- İşleri birbiriyle çatışmayacak veya zamanında bitirecek biçimde düzenlemek.
- Kandırmak.
- Ölçü aletlerinin derecelendirilmesi.
- Ölçü aletlerinin hatasının bulunması.
- Ölçü aletlerinin gelişi güzel seçilen ölçeğine karşı gelen mutlak değerleri deneysel olarak bulma işlemi.
Calibration.
Collimate.
Assay.