ortadan kalkmak ne demek?
- Yok olmak
Herhangi bir taşralı kızın artık saklı kalma olasılığı ortadan kalkmış oluyordu.
M. Mungan - Saklanılmak, bulunmaz olmak.
- A) to be removed b) to be destroyed c) to disappear.
yok
- Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.), var karşıtı.
- Yasaklanmış olan şey, yasak.
- Olmayan, bulunmayan şey.
- "Hayır" anlamında kullanılan bir söz.
- Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz.
- Birinin söylediği sözlerden genelde kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz
- Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir.
- Keenlemyekün.
- Nitelikleri bakımından başkalarıyla karşılaştırıldığında eksiği olmayan, denk olan.
- Absent.
ortadan kalkma
- Zevâl (bk. sona erme).
- Disappearance.
ortadan kalkmış
- As dead as dodo.
kalkmak
- Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
- Uyanarak yataktan ayrılmak
- Gitmek üzere yerinden ayrılmak.
- Yukarı doğru yükselmek.
- Taşıtlar yola çıkmak.
- Uçmak, havalanmak.
- Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
- Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak.
- Pull.
- Pull away from the kerb.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ortadan kalkmaortadan kalkmışortadan kaldırılamazortadan kaldırmaortadan kaldırmakortadanortadan ikiye ayrılmaortadan kaybolan kimseortadan kaybolduortadan kaybolmakortadaortada bırakmaortada bırakmakortada bir şeyler dönüyorortada bulunan şeykalkmakkalkmakalkmamakkalkmış peniskalkkalk borusukalk ve gitkalk zilikalkadiskalkal gelmekkal ocağıkal u kılkala