ortada bırakmak ne demek?
- Birini çok güç bir durumdayken terk etmek.
Turn smb. adrift.
ortada bırakma
Exposure.
ortada
- Sonucu belli olmayan (karşılaşma).
- Görünür yerde, göz önünde.
In the middle.
In between.
Exposed.
Obvious.
Clear.
Apparent.
Evident.
Evidential.
bırakmak
- Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak.
- Koymak
- Bir işi başka bir zamana ertelemek.
- Unutmak.
- Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek.
- Saklamak, artırmak.
- Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek
- Engel olmamak
Break oneself of a habit.
Leave.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ortada bırakmaortadaortada bir şeyler dönüyorortada bulunan şeyortada çalışmaortada fol yok yumurta yokortada kalmakortada koşkuortada olanortada olmaortaorta açılı ışınorta açınıkorta afrikaorta afrika cumhuriyetibırakmakbırakmak koyvermekbırakmabırakma alanlarıbırakma bedelibırakma gölgesibırakma kirişibırakbırak allah aşkınabırak allahını seversenbırak artıkbırak konuşsunbırahe