ortada ne demek?
- Sonucu belli olmayan (karşılaşma).
- Görünür yerde, göz önünde.
- In the middle.
- In between.
- Exposed.
- Obvious.
- Clear.
- Apparent.
- Evident.
- Evidential.
- Evidentiary.
- Between.
- Betwixt.
- Borderline.
- Demonstrable.
- Halfway.
- Indecisive.
- Indeterminate.
- Overt.
- Palpable.
- Patent.
- A) in the middle b) clear.
- Self-evident.
- Amid.
- Median.
- Midway.
ortada bırakma
- Exposure.
ortada bırakmak
- Birini çok güç bir durumdayken terk etmek.
- Turn smb. adrift.