oluk numune alma ne demek?
- Channel sampling
channel
- Kanala dökmek, maceraya sevketmek, kanal açmak
- Kanala dökmek, mecraya sevketmek
- Kanal açmak, oymak.
- Yatak (nehir), kanal, mecra
- Bir su yolunun derin kısımları
- Geniş boğaz
- U demiri, oluk demiri
- (den) palasartalar
- Hat
- Oluk
oluk
- Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru.
- Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
- Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol.
- Ay yüzeyinde görülen uzun yarıklardan her biri.
- Ateşsiz silahların hedefe birden fazla batırılmasına olanak sağlayan, namlu boyunca veya namlunun bir bölümüne kadar uzanan yiv.
- Elektriksel imlerin aktarılmasında kullanılan, tek ya da iki yönde olabilen tek yol (alıcı oluğu, ses oluğu, seslendirme oluğu, yinelenim oluğu, vb.). TV
- Bir televizyon yayınında resim yayını ile buna bağlı ses yayınının kapsadığı yinelenim kuşağı; televizyon kuşaklarının ayrıldığı bölümlerden her biri.
- Olgun, olgunlaşmış.
- Irmak.
- Çay ve dereden küçük akarsu.
oluk açarak
- Grooving
numune
- Göstermelik.
- Misal.
- Örnek.
- Herhangi bir maddenin bütün özelliklerini içeren küçük bir kısmı.
- Sample.
- Specimen.
- Pattern.
- Model.
- Norm.
- Piece.
alma
- Bkz. kendine çekme, tutulum
- Almak işi.
- Alıntı, iktibas
- Bk. çevirim
- Vericiden gönderilerek dalgalık yardımıyla toplanan resim ve ses imlerininalmaçta belirmesi.
- İade ilmühaberi.
- Acceptance.
- Adoption.
- Excision.
- Extraction.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
olukoluk açarakoluk açmakoluk ağzıoluk egesioluk genişliğioluk gibi akmakoluk karışmasıoluk olukoluk rendesioluolucalioluçnumunenumune alınma ihtimaliyetinumune almanumune alma tekniklerinumune alma yoluyla anketnumune hacminumune kütlesinumune mekanınumune olaraknumune ortalamasınumudnumudenumularnumnumannumaranumara çeviricisinumara çevirme darbesi