oluk oluk ne demek?

  1. Pek çok

    Haziran gecesinin sıcağı bir yandan, ateş bir yandan, yüzlerinde oluk oluk ter akıyordu.

    Y. Kemal
  2. (en)In stream.

pek

  1. Sert, katı.
  2. Sağlam, dayanıklı
  3. Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok
  4. Hızlı olarak.
  5. Sağlam, dayanıklı.
  6. Hızlı.
  7. (en)Most.
  8. (en)Much.
  9. (en)Stiff.
  10. (en)Very much.

oluk açarak

  1. (en)Grooving

oluk açmak

  1. (en)Groove, rabbet, gutter, chamfer, riffle.

oluk

  1. Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru.
  2. Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
  3. Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol.
  4. Ay yüzeyinde görülen uzun yarıklardan her biri.
  5. Ateşsiz silahların hedefe birden fazla batırılmasına olanak sağlayan, namlu boyunca veya namlunun bir bölümüne kadar uzanan yiv.
  6. Elektriksel imlerin aktarılmasında kullanılan, tek ya da iki yönde olabilen tek yol (alıcı oluğu, ses oluğu, seslendirme oluğu, yinelenim oluğu, vb.). TV
  7. Bir televizyon yayınında resim yayını ile buna bağlı ses yayınının kapsadığı yinelenim kuşağı; televizyon kuşaklarının ayrıldığı bölümlerden her biri.
  8. Olgun, olgunlaşmış.
  9. Irmak.
  10. Çay ve dereden küçük akarsu.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

oluk açarakoluk açmakoluk ağzıoluk egesioluk genişliğiolukoluk gibi akmakoluk karışmasıoluk numune almaoluk rendesioluolucalioluç
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın