mukayyet olmak ne demek?
- Korumak, gözetmek
İstanbul pek havalandı, balolar, danslar... Kıza mukayyet olamayacağız.
R. H. Karay - To mind.
- To watch.
- To look after.
mukayyet
- Kaydolunmuş, deftere geçmiş.
- Bir işe ehemmiyet veren.
- Bir şart veya kayıtla bağlı olan.
- Yazılmış, yazılı, kayıtlı.
- Bağlı olan, bağlanmış.
- Ayağında zincir ve pranga bulunan.
- Enrolled, registered.
- Be careful!/Take care!.
- Registered, recorded, entered.
mukayyed
- Kayıtlı. Serbest olmayan. Sınırlı. Bağlı.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
mukayyetmukayyedmukayyimukayyiatmukayyidmukayazamukayefemukayesatmukayesemukayese ayakkabı ve araç lastik izi alma kitimukamukaarmukaariyetmukaat olmakmukabbebolmakolmak istiyorolmak üzereolmak üzere olanolmaksızınolmaktaolmakta olanolmaktan çok uzakolmaolma ihtimali çok uzak istekolmadanolmadan da yapabilmekolmadan yapmak