mukayefe ne demek?
- Firaset etmek.
firaset
- Zihin uyanıklığı. Bir şeyi çabukça anlayış kabiliyeti. Bir kimsenin ahlak ve istidadını yüzünden anlamak. Firasetin bir nev'i, sebebini anlamadan ve ilham eseri olarak vücuda gelen seziştir. Diğer nev'i ise kesbidir. Muhtelif huy ve tabiatları bilmek neticesinde hasıl olur. (L.R.)
mukayesat
- (Mukayese. C.) Mukayeseler. Kıyas etmeler.
mukayese
- Benzeterek veya karşılaştırarak değerlendirme, karşılaştırma, kıyaslama
- Bk. karşılaştırma derecesi
- Parmak izi, avuç izi veya olay yeri izinin, başka izler ile karşılaştırılması ve benzerliklerinin araştırılması.
- (Kıyas. dan) Kıyas etme. Ölçme. Karşılaştırma.
- Contrast.
- Comparison karşılaştırma.
- Kıyaslama.
- Analogy.
- Compare.
- Comparison.