manşette vermek ne demek?
- Headline.
manşet
- Gömleğin kol ağzına geçirilen, genellikle çift katlı kumaştan yapılan bölüm, kolluk.
- Gazetelerin ilk sayfasına iri puntolarla konulan başlık
- Voleybolda topa vuruş biçimi.
- Fr. Bir gazetede ilk sayfanın en üst kısmındaki büyük puntolu başlık.
- Headline.
- Heading.
- Streamer headline.
- Streamer.
- Cuff.
- Wristband.
manşet atmak
- Caption.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.