müsamaha ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Hoşgörü, tolerans.

    Cezalar hiçbir müsamaha gösterilmeden derhâl tatbik ettirilirdi.

    A. H. Çelebi
  2. Görmezlikten gelme, göz yumma.
  3. Bk. hoşgörü
  4. Affedicilik, hoş görme
  5. (C.: Müsamahat) Hoş görürlük, dikkat etmemek, aldırış etmemek. Kusurlara göz yummak.
  6. (en)Toleration.
  7. (en)Allowance.
  8. (en)Forbearance.
  9. (en)Tolerance.
  10. (en)Tolerans.
  11. (en)Lenience.
  12. (en)Indulgence.
  13. (en)Overlooking.
  14. (en)Disregarding.
  15. (en)Complaisance.
  16. (en)Indulge.
  17. (en)Latitude.

hoşgörü

  1. Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans
  2. Bir boksörün ağırlık sınıfındaki ağırlığının kabul edilecek kadar azlığı veya çokluğu.
  3. Bir doğabilimsel nicelik için saptanan yanılgı tutarı.
  4. (Lat. tolerantia < tolerare = katlanmak) : 1- Başkalarının düşünce ve kanılarını hoşgörme, onların da geçerliliklerine karşı tepki göstermeme. 2- Başkalarının düşünce ve kanılarını özgürce dile getirmesini ve düşüncelerine göre yaşamasını hoşgörme tutumu. // Batı dünyasında özellikle 16. yüzyıldan beri din baskısından kurtulmayla dinsel sorunlar karşısındahoşgörü başlamıştır. (Nicolaus Cusanus'un "De pace fidei" adlı yapıtı yol açıcı olmuş, sonradan Bodin, Spinoza, Locke, Voltaire bu konuda etkili yapıtlar vermişlerdir.)
  5. (en)Tolerance.
  6. (en)Indulgence.
  7. (en)Allowance.
  8. (en)Toleration.
  9. (en)Clemency.
  10. (en)Complaisance.

müsamaha edilebilir hata

  1. Bk. göz yumulabilir yanılgı

müsamaha etmek

  1. Hoşgörü ile davranmak; görmezlikten gelmek.
  2. (en)Tolerate.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

müsamaha edilebilir hatamüsamaha etmekmüsamaha göstermekmüsamaha yüzündenmüsamahakarmüsamahakaranemüsamahakarlıkmüsamahalımüsamahasızmüsamahasızlıkmüsaadatmüsaadde edilebilirmüsaademüsaade edilemezmüsaade etmek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın