kovuşturma yapmak ne demek?
- Kovuşturma işlemini yürütmek.
kovuşturma
- Kovuşturmak işi.
- Suçlu sanılan biri için yapılan soruşturma ve araştırma, takibat, takip
- Suç işlediği sanılan bir kimseye karşı, yasa yargılarına uygun olarak yapılan araştırma, soruşturma ve her türlü izlemenin tümü.
Investigation of a case by a legal agency of the state.
Prosecution.
Poursuite
kovuşturma açmak
- Kovuşturma işlemine başlamak.
Prosecute.
kovuşturma
- Kovuşturmak işi.
- Suçlu sanılan biri için yapılan soruşturma ve araştırma, takibat, takip
- Suç işlediği sanılan bir kimseye karşı, yasa yargılarına uygun olarak yapılan araştırma, soruşturma ve her türlü izlemenin tümü.
Investigation of a case by a legal agency of the state.
Prosecution.
Poursuite
yapmak
- Yol almak
- Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak
- Salgılamak, çıkarmak
- Dışkı çıkarmak
- Gerçekleştirmek
- Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek
- Evlendirmek
- Bir durum yaratmak
- Edinmek, sahip olmak
- Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek