kazanmak ne demek?
- Kazanç sağlamak
Bu beş lirayı bitirmeden ben para kazanmalıyım.
P. Safa - Olumlu, iyi bir sonuç elde etmek
Böyle yazılara hiç cevap vermeyiz ve yazı çok ağırsa dava açarak çok defa kazanırız.
Burhan Felek - Çıkmak, isabet etmek.
- Edinmek, sahip olmak
- Tutulmak, yakalanmak.
- Kendinden yana çekmek
Bu genç şairin dostluğunu kazanmak için hiçbir külfete katlanmadım.
Memduh Şevket Esendal - Ele geçirmek, fethetmek, kazanç sağlamak.
- Yenmek, galip gelmek
İşte, kesin, muharebeyi bu manevi kudret kazanacaktır.
Ruşen Eşref Ünaydın - Bear the bell.
- Carry away the bell.
- Be in pocket.
- Earn.
- Gain.
- Obtain.
- Achieve.
- Acquire.
- Attain.
- Carry off.
- Clear.
- Come by.
- Draw.
- Garner.
- Gather.
- Get out of.
- Land.
- Purchase.
- Realize.
- Reap.
- Take.
- Notch.
- Pass.
- Procure.
- Save.
- To earn.
- To gain.
- To pull sth in.
- To pull sth down.
- To win.
- To carry sth off.
- To notch sth up.
- To pass.
- To get.
- To obtain.
- To acquire.
- To procure.
- To come off best.
- Carry.
- Carry the day.
- Chalk up.
- Fall into.
- Get into.
- Get out.
- Grow in.
- Heap.
- Make.
- Profit.
- Walk of.
- Clean up.
- Pull off.
kazanç
- Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü.
- Yarar, çıkar, kâr
- Bir devredeki çıkış sinyalinin giriş sinyaline oranını ifade eden yükseltim ölçüsü.
- Bk. gelir
- Bir elektrik akını ya da geriliminin yükseltim oranı.
- Telsiz iletişiminde akımmıknatıssal dalgaların gücünü yükseltme oranı.
- Bir elektronik dizgede ya da bu dizgenin yükselteç gibi bir bölümündeki im gücünde artış. (Genellikle çıkış gücünün, giriş gücüne desibel oranıyla belirtilir).
- Winnings.
- Profit.
- Takings.
kazanmak ıçin girin
- Enter to win
kazanma
- Kazanmak işi, edinme.
- Iktisâb.
- Winning.
- Obtainment.
- Gaining.
- Earning.
- Achievement.
- Acquirement.
- Acquisition.
- Attainment.