kamış dolu ne demek?
- Reedy.
kamış düdük
- Reed
kamış atmak
- Argo birine oyun etmek, arabozanlık etmek: Sıkıntılı bir durumdu ama onun kamışı o kadar zekice atması hoşuma gitmişti. -R. Erduran.
dolu
- Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
- İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, boş karşıtı.
- Bir yerde sayıca çok.
- Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan
- Boş vakti olmayan, meşgul.
- Çok olan (iş, uğraş, olay vb.).
- İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar).
- Tornacılıkta delik açılmamış (gereç).
- Bir duygunun güçlü etkisinde olan.
- Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, çeşitli irilikte, iç içe katmanlı, yuvarlak ya da düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kamış düdükkamış atmakkamış başı soğanıkamış bülbülükamış flütkamışkamış gibikamış gibi ses çıkarankamış ipikamış kalemkamıhkamkam almakkam halkasıkam hareket kolukam levyesidoludolu ağırlıkdolu alt kategoridolu baklavadolu bantdolu bellekdolu çokgendolu dairedolu dikdörtgendolu doludoldolaba girmekdolabı sezmekdolakdolakçı