kabak başına patlamak ne demek?
- Be left holding the bag, be left holding the baby.
kabak
- Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita).
- Kabak kemane
- Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü.
- Esrarkeşlerin kullandığı bir çeşit nargile.
- Kemane
- Ham, tatsız (kavun, karpuz).
- Tüysüz, dazlak
- Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği).
- Bilgisiz, görgüsüz, kaba.
- Kabakgiller (Cucurbitaceae) familyasından, çiçekleri huni şeklinde ve sarı renkli, ovaryum alt durumlu, etli ve olgunlukta açılmayan bakka tipi meyvesi olan, sürünücü ya da tırmanıcı, tek yıllık, otsu bitkiler. Sakız kabağı.
kabak çekirdeği
- Bal ve sakız kabağının tohumu.
- Genellikle vakit geçirmek için yenilen kuru yemiş çeşidi.
- Çok eski çağlardan beri, kabuklarıyle birlikte öğütülüp, özellikle çocuklarda şerit düşürücü olarak kullanılan bitki tohumu.
- Pumpkin seed.
- Kürbiskerne
- Graines de courge
- Semen cucurbitae
patlamak
- Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek.
- Yırtılıp açılmak
- Yarılmak
- Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek.
- Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek.
- Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek.
- Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek
- Aşırı tepki göstermek.
- Blow out.
- Burst.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kabakkabak çekirdeğikabak çiçeğikabak çiçeği gibi açılmakkabak dolmasıkabak gibi ortada olmakabak gibi tüysüzkabak kafalıkabak kemanekabak kızartmasıkabakaba adamkaba ama iş görürkaba ayarkaba ayar unsurubaşına açmakbaşına balta kesilmekbaşına bela açmakbaşına bela almakbaşına bela kesilmekbaşına bela olmakbaşına bir hal gelmekbaşına bitmekbaşına buyrukbaşına buyruk kimsebaşın arkasıbaşın art eğik kasıbaşın bükücü kasıbaşın içinbaşın kayu etmek