kaba ne demek?
- Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı
Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı.
Ö. Seyfettin - Taneleri iri.
- Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse)
Kaba, hantal, şivesiz, bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar.
R. H. Karay - Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli
Kaba bir yün döşekle temiz bir şilte, yastık yorgan buldum.
H. R. Gürpınar - Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer.
- Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü
Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı.
O. C. Kaygılı - (C.: Akbiye) Üste giyilen elbise. Kaftan, cübbe.
- Bkz. kalça
- Doric.
- Rough.
- Coarse.
- Vulgar.
- Crude.
- Boorish.
- Unmannerly.
- Rude.
- Harsh.
- Common.
- Puffy.
- Abrupt.
- Backwoods.
- Barbarian.
- Barbarous.
- Base.
- Bearish.
- Brusque.
- Brutal.
- Brutish.
- Churlish.
- Clodhopping.
- Coarse-grained.
- Crass.
- Discourteous.
- Disobliging.
- Disrespectful.
- Abrasive.
- Audacious.
- Bestial.
- Blatant.
- Blunt.
- Bold.
- Bumptious.
- Filthy.
- Graceless.
- Gross.
- Gruff.
- Horrid.
- Ignorant.
- Impertinent.
- Impolite.
- Indecent.
- Indelicate.
- Inelegant.
- Inhumane.
- Insolent.
- Mean.
- Offhand.
- Provincial.
- Raucous.
- Ribald.
- Rotten.
- Roughly.
- Rowdy.
- Rugged.
- Rustic.
- Scurrilous.
- Shirty.
- Snooty.
- Unceremonious.
- Ungainly.
- Ungracious.
- Unkind.
- Unpleasant.
- Not well finished.
- Puffed up.
- Unbleached.
- Unpolished.
- Rough-and-ready.
- Stout.
- Ragged.
- Uneven.
- Inflated.
- Stiff.
- Thick.
- Artless.
- Barbaric.
- Billingsgate.
- Broad / ad.
kalça
- Gövdenin arka bölümünde, bacakların birleştiği yerle bel arasındaki şişkin bölge
- Uyluğun gövdeye eklendiği yerde, bacağın üst kısmıyla böğür arasındaki vücudun kabarık bölgesi.
- Koksa.
- Thigh.
- Buttocks.
- Haunch.
- Huckle.
- Nates.
- Hip.
- Coxa.
kaba adam
- Bounder.
- Tyke tike.
kaba ama iş görür
- Rough and ready.