kabahat ne demek?
- Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet
Bir kabahat gizlenirse büyür, söylenirse küçülür.
P. Safa - Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç.
- Bk. suç
- Kusur, çirkin iş, tekdir edilmeğe müstehak hareket.
- (Kabahat. C.) Kusurlar, kabahatler. Suçlar, çirkin hareketler. (Osmanlıca'da yazılışı: kabahât)
- Fault.
- Guilt.
- Blame.
- Delinquency.
- Demerit.
- Wrongdoing.
- Misdeed.
- Offence.
- Offense.
- Misdemeanour.
- Minor offense.
- Misconduct.
- Crime.
- Debt.
- Misdoing.
- Minor offence offense.
- Trivial offence.
suç
- Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış.
- Yasalara aykırı davranış, cürüm
- Yasaca cezası gösterilen eylem.
- Wrongdoing.
- Criminal offence.
- Abuse.
- Crimen.
- Debt.
- Infraction.
- Misdoing.
kabahat bulmak
- Bir kusur, suç aramak.
- To find fault with.
kabahat işlemek
- Suç olacak, kusur sayılacak bir iş yapmak