ihtarda bulunmak ne demek?
- Ihtar etmek
Mahpushane müdürüne haber salarak 'Vazifene dikkat et!' diyerek ihtarda bulunan oydu.
K. Korcan
ihtar
- Uyarma, dikkat çekme, uyarı.
- Bir şeyi birine hatırlatma.
- Bk. uyarı
- Hatırlatmak, dikkati çekmek
- Tenbih. Uyarma. Kalbe gelen doğuş, ilham.(... Fakat dini olmayan musibetler hakikat noktasında musibet değildirler. Bir kısmı ihtar-ı Rahmanidir. Nasıl ki, çoban gayrın tarlasına tecavüz eden koyunlarına taş atıp, onlar o taştan hissederler ki zararlı işten kurtarmak için bir ihtardır.L.)
- Bk. dikkat çekme
Warning.
Remark.
Notice.
Admonition.
ihtar
- Uyarma, dikkat çekme, uyarı.
- Bir şeyi birine hatırlatma.
- Bk. uyarı
- Hatırlatmak, dikkati çekmek
- Tenbih. Uyarma. Kalbe gelen doğuş, ilham.(... Fakat dini olmayan musibetler hakikat noktasında musibet değildirler. Bir kısmı ihtar-ı Rahmanidir. Nasıl ki, çoban gayrın tarlasına tecavüz eden koyunlarına taş atıp, onlar o taştan hissederler ki zararlı işten kurtarmak için bir ihtardır.L.)
- Bk. dikkat çekme
Warning.
Remark.
Notice.
Admonition.
ihtar cihazı
- Bk. uyarı düzeni
bulunmak
- Bulma işine konu olmak.
- Herhangi bir durumda olmak
- Bir yerde olmak
Exist.
Stand.
Be present.
Be situated.
Have.
Present oneself.
Reside.