hicret etmek ne demek?
- Göç etmek.
- To migrate.
- Emigrate.
- Immigrate.
- Transmigrate.
göç
- Ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi, taşınma, hicret, muhaceret
- Evden eve taşınma, nakil
- Taşınma sırasında götürülen ev eşyaları.
- Kuşların, geyiklerin, yarasaların, bazı balık ve böceklerin mevsim, iklim, besin miktarı vb.ne göre çevre değiştirmeleri.
- İktisadi, siyasi veya sosyal nedenlerle bir yerleşim biriminden başka bir yerleşim birimine doğru gerçekleşen nüfus hareketleri.
- Mevsim, iklim, besin miktarı vb. sebeplere dayalı olarak hayvanların habitat değiştirmesi.
- Bitkilerin yeni alanlara yer değiştirmesi. Migrasyon.
- Herhangi bir kuvvetin etkisi altında belli bir yönde taneciklerin, iyonların düzgün hareketleri.
- Embriyonel gelişim sırasında kimi hücrelerin bulundukları yerden başka bir yere amöboid hareketlerle taşınması olayı.
- Migratory.
hicret
- İslam takviminde tarih başı sayılan Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göç etmesi.
- Göç.
- Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göçmesi.
- Bir memleketten, başka bir memlekete göç ediş.
- Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göç etmesi.
- Bir ülkeden başka bir ülkeye göç etme.
- Bir yerden bir yere göç etmek. Kendi memleketini bırakıp başka memlekete taşınmak.
- Hegira.
- Emigration.
- The Hegira.
hicreti nebeviye
- Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) Mekke'den 622 yılında Medine'ye hicret etmesi. (Osmanlıca'da yazılışı: hicret-i nebeviye)
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.