hicran ne demek?
Kökeni: Arapça
- Bir yerden veya bir kimseden ayrılma.
Bu hicran, dudaklarına ezelî bir nakarat yapıştırmıştı.
Ö. Seyfettin - Ayrılığın verdiği büyük üzüntü, keder.
Başıma da konuyor konuyor aman martı kuşları / Gözlerimden boşalır hicran yaşları.
O. V. Kanık - Dostluğu ve ülfeti kesmek.
- Unutulmaz acı.
- Uzaklaşma.
- Ayrılık.
- Separation.
- Bitterness of heart.
hicranı la yezalı
- Sonsuz ayrılık. Ayrılıktan gelen sonu gelmez üzüntü. (Osmanlıca'da yazılışı: hicran-ı lâ yezalî)
hicranmeal
- Hicran bildiren, hicran anlatan. (Osmanlıca'da yazılışı: hicran-meal)