hicab ı haciz ne demek?
- Bk. diyafram
diyafram
- Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayıran ince ve geniş kas.
- Bir ışık demetinde uçtaki ışıkları tutmak ve optik cihazlarda daha net bir görüntü elde etmek için çapı ayarlanabilir ışık geçirmez levha.
- Bk. ışık bebeği
- Böleç
- Bk. ışık düzengeci
- Memelilerde, akciğerlerde gaz alış verişini kolaylaştıran, göğüs boşluğu ile karın boşluğunu ayıran kas ve tendon tabakası.
- Bk. basaç zarı
- Bölme, ayırma duvarı.
- Memelilerde, akciğerde hava alışverişinde etkili olan, göğüs boşluğuyla karın boşluğunu ayıran, kas ve tendondan oluşan yapı, diyafragma, frenes.
- Midriff.
hicab
- 1. utanma, sıkılma. 2. perde, ikişeyi birbirinden ayırmaya yarayan perde.
- Perde. Örtü. Hail.
hicabat
- (Hicab. C.) Perdeler.
ı
- İzolösin amino asit.
- Hipoksantin.
- İyot.
- İnozin.
- İyonik kuvvet.
- Elektrik akımı.
- İyodun simgesi.
- Eylemsizlik momenti.
- İyonik şiddet.
- I-, iyodür iyonunun simgesi. (II)
haciz
- Bir alacağın ödenmesi için borçlunun parasına, aylığına veya malına icra dairesi tarafından el konulması
- Bk. el koyma (zorödetim)
- Bk. elkoyma
- Ayıran. Bölen.
- Distraint.
- Sequestration.
- Attachment.
- Confiscation.
- Distress.
- Garnishment.