halis muhlis ne demek?
- Katışıksız, eksiksiz, öz
Çizgili basmadan şalvarı ve çiçekli gömleği, güneş, gök ve ter kokan halis muhlis bir köy çocuğu.
B. R. Eyuboğlu - To the core.
halis
- Katışık olmayan, katışıksız, saf
- Karışık olmayan, saf, katışıksız.
- İçten, samimi.
- 1. hilesiz, katkısız. 2. karışmamış, katışıksız, saf, hilesiz. temiz. 3. yalnız, sadece. - (bkz. muhlis).
- Bahadır ve haris kimse.
- Hilesiz. Katıksız. Saf. Duru. Saffetli. (Osmanlıca'da yazılışı: hâlis)
- Pure.
- Sheer.
- True.
- Utter.
halisane
- İçtenlikle.
- Halise yakışır bir surette. Halis kimselere mahsus bir niyet ve fiil ile. (Osmanlıca'da yazılışı: hâlisane)
- Sincerely.
- Sincere.
muhlis
- Dostluğunda ve inançlarında içten olan.
- İbadeti yalnız Allah için yapan, O'na tahsis eden.
- Halis, katıksız. dostluğu, samimiliği ve her hali içten gönülden olan.
- İçten, samimi, dost canlısı.
- Katkısız, halis.
- Saç ve sakalına kır düşmüş olan kimse.
- Sincere; devout, warmly devoted.