halise ne demek?
Kökeni: Arapça
- Karışık olmayan, saf, katışıksız
- İçten, samimi.
- (bkz. halis)
halis
- Katışık olmayan, katışıksız, saf
- Karışık olmayan, saf, katışıksız.
- İçten, samimi.
- 1. hilesiz, katkısız. 2. karışmamış, katışıksız, saf, hilesiz. temiz. 3. yalnız, sadece. - (bkz. muhlis).
- Bahadır ve haris kimse.
- Hilesiz. Katıksız. Saf. Duru. Saffetli. (Osmanlıca'da yazılışı: hâlis)
- Pure.
- Sheer.
- True.
- Utter.
halisen
- Halis ve katıksız olduğu halde. Hilesizce, doğru olarak. (Osmanlıca'da yazılışı: hâlisen)
haliset
- Edb: İbarenin düzgün ve akıcı olması. (Osmanlıca'da yazılışı: hâliset)