had a face as long as a fiddle ne demek?

  1. Suratı iki karışŸtı, suratı asıktı, çok hüzünlü bakıyordu

had

  1. Keskin; sivri.
  2. Sınır, uç.
  3. Derece.
  4. İnsanın yetki ve değeri.
  5. Terim.
  6. Bk. göreli hız
  7. Çaylak kuşu.
  8. Baş aşağı eğmek.
  9. (en)Possess; contain; receive, get; take; need; cause to occur; give birth to, bear; be required to, must; endure.
  10. (en)Boundary.

had a bad experience

  1. Kötü deneyim geçirdi, tatsız hatıra bırakan bir olay geçirdi

a

  1. Ülke, kurum ve yatırım araçlarının yüksek güvenilirlik aralığını gösteren ve derecelendirme kuruluşu tarafından verilen not. A'nın sayıları arttıkça güvenilirlik derecesi yükselir; işaret değişiklikleri her bir konum için olumlu veya olumsuz gelişmelere işaret eder (AA, AAA, A+, AA- vb).
  2. Yunanca yokluk ifade eden ön ek.
  3. Amper.
  4. Anot.
  5. Angström.
  6. Argon simgesi. (II)
  7. Kazanılmış bağışıklık yetmezlik sendromu.
  8. Bk. adres çözünümü iletişim kuralı
  9. (en)AIDS.
  10. (en)Association of Research-based Pharmaceutical Companies.

face

  1. Yüz yüze gelmek
  2. Yüzüne bakmak
  3. Yönelmek; karşılamak, karşı karşıya gelmek, yüz yüze gelmek, karşısında olmak; cesaretle karşılamak
  4. Karşılamak
  5. Iskambil kâğıt açmak
  6. Face up to: cesaretle karşılamak, farkına varmak
  7. Karşısında olmak/durmak.
  8. Yüz, çehre, surat, sima
  9. Küstahlık, cüret
  10. (ticari evrakta yazılı olan) asıl değer

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hadhad a bad experiencehad a bad reputationhad a bad timehad a childhad a coldhad a curettagehad a difficult birthhad a feasthad a feverhaha ... ha ...ha aretzha babamha babam de babamaa 1a alfa lipoproteinemia b basımıa b c basımıa b dizilemesia b sarmasıa bad hata bad marka bad sailorababaaba güreşiabacıabacılık
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın