hükümsüz olmak ne demek?
- Fall into abeyance.
fall
- Sonbahar
- Inmek
- Çökme, yağış
- Düşüş kaydetmek
- Hayvanların doğması
- (fell, fallen) düşmek, dökülmek, yağmak
- Güz
- Çökmek
- Düşüş, düşme
- Kapanmak, yıkılmak, mahvolmak, ölmek
hükümsüz kılmak
- Yürürlükten kaldırmak, iptal etmek.
- Void, invalidate, override, nullify, cancel.
hükümsüz
- Yürürlükten çıkarılmış, yürürlükten kaldırılmış, geçersiz, hükmü kalmamış.
- Invalid.
- Null.
- Void.
- Inoperative.
- Nude.
- Nugatory.
- Statute-barred.
- Abolished.
- Null and void geçersiz.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.