gözünü dikmek ne demek?
- Gaze, stare, fix, gaze at, gaze on, gaze upon, fasten, pore, pore over.
gözünü dikme
- Stare, gaze.
gözünü daldan budaktan
- Tehlikeli işlere atılmaktan çekinmemek: Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş. -H. Taner.
dikmek
- Bir cismi dik olarak durdurmak.
- Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek
- Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek
- Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek.
- Top, taş vb.ni dikine havaya atmak.
- Yapı kurmak, inşa etmek.
- Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak.
- Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak.
- Rest.
- Plant, lay down, prick, bed, bed out.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
gözünü dikmegözünü daldan budaktangözünü doyurmakgözünü dört açmakgözünü açmagözünü açmakgözünü ağartmakgözünü alamamakgözünü ayırmamakgözünü budaktan sakınmazgözünü budaktan sakınmaz kişigözün aydıngözün görüş alanını ölçen aletgözün kısa ve hızlı hareketigözün melanotik tümörlerigözünde büyümekdikmekdikmedikme borudikme ile yük yerleştirmekdikme tabletdikme tarihidikdik açıdik açılıdik alasıdik ark iz